x x

 INFECTIOUS DISEASE

BAKTERIYOLOJİ İMMÜNOLOJİ MYCOLOGY PARASITOLOGY VIROLOGY

 

İMMUNOLOJİ – BÖLÜM YEDİ
İMMUNOGLOBÜLİN- ANTİJEN-ANTİKOR REAKSİYONLARI
VE SEÇİLMİŞ TESTLER
 

Gene Mayer, Ph.D
Emertius Professor of Pathology, Microbiology and Immunology
University of South Carolina


Çeviri:
Doç. Dr. Erkan Yula

İzmir, Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

 

TURKISH

FRANCAIS

PORTUGUES

SHQIP

Let us know what you think
FEEDBACK

SEARCH

  

Logo image © Jeffrey Nelson, Rush University, Chicago, Illinois  and The MicrobeLibrary

 


 

ÖĞRENİM HEDEFLERİ
Antijen antikor reaksiyonlarını tanımlamak
Afinite ve aviditeyi kıyaslamak
Antikor özgüllüğünün ve çapraz reaksiyonun temelini tariflemek
Antijen/antikor reaksiyonları için sık kullanılan testlerin prensiplerini anlatmak


rx-1.jpg (32065 bytes) Şekil 1

ANTİJEN-ANTİKOR REAKSİYONLARININ DOĞASI

Anahtar-kilit kavramı

Bir antikorun birleşim bölgesi molekülün Fab kısmında yer almaktadır ve hafif ve ağır zincirlerin hipervariable (aşırı dğişken) bölgelerinden imal edilmiştir. Antijen-antikor etkileşimlerinin X-Ray kristallografisi ile antijenik determinantın antikorun birleşim bölgesindeki yarığa yerleştiği gösterilmiştir (Şekil 1). Böylece antijen-antikor reaksiyonlarında birinin anahtar (örneğin antijen) diğerininde ona uyum sağlayan bir kilit (örneğin antikor) olduğu kavramı kabul edilmektedir.

Non-kovalent Bağlar

Antijeni antikor birleşim bölgesi ile birlikte tutan bağlar non-kovalent bağ tabiatınadır. Bu bağlar hidrojen bağları, elektrostatik bağlar, van der waals güçleri ve hidrofobik bağlardır. Antijen antikor arasındaki çoklu bağlar antijenin antikora sıkıca bağlanmasını temin eder.

Reversibilite

Antije-antikor reaksiyonlarının non-kovalant bağlar ile olması nedeniyle olay geri döşür (reversible) tabiattadır.
 

 

ANAHTAR KELİMELER
Afinite
Avidite
Özgünlük
çapraz reaktivite
aglutinasyon
hemaglutinasyon
aglutinin
titre
prozon
Pasif hemaglütinasyon
Direkt Coombs testi
Indirekt Coombs testi
hemaglutinasyon İnhibisyon
Denklik noktası
Antikor fazlalığı
antijen fazlalığı
radyal immunodifüzyon
İmmunoelektroforez
ters akımı immünoelektroforez
Radioimmunoassay
ELISA
Rekabetçi RIA / ELISA
Nonkompetitif RIA / ELISA
immünofloresan
Flow sitometri
kompleman fiksasyon
 

rx-2.jpg (21212 bytes)  Şekil 2

rx-3.jpg (12635 bytes)  Şekil 3

rx-4.jpg (15526 bytes)  Şekil 4

rx-4a.jpg (21132 bytes)  Şekil 5

AFİNİTE VE AVİDİTE

Afinite

Antikor afinitesi, bir tek antijenik determinant ile antikor üzerindeki bir tek birleşim bölgesi arasındaki reaksiyonun kuvvetidir. Şekil 2’de gösterildiği gibi, antijenik determinant ile antikor birleşim bölgesi arasındaki çekim ve itim kuvvetlerinin toplamıdır.

Afinite şekil 3’de gösterildiği gibi antijen antikor reaksiyonunu tanımlayan denge sabitidir. Çoğu antikor kendi antijenleri için yüksek aifiniteye sahiptir.

Avidite

Avidite, multivalan antikorların ve birçok antijenik determinantlı antijenin toplam bağlanma gücünün miktarıdır. Avidite hem antikorun valansından hem de antijenin valansından etkilenmektedir. Avidite ayrı ayrı aifinietenin toplamından daha büyüktür (Şekil 4).

Tekrar edecek olursak, afinite tekbir antijenik determinantla tek bir antikor birleşim bölgesi arasındaki bağlanma gücü iken avidite multivalan antijen ve antikorun toplam bağlanma gücüdür.
 

 

ÖZGÜLLÜK VE ÇAPRAZ REAKTİVİTE

Özgüllük

Özgüllük, herbir antikorun birleşim bölgesinin sadece bir antijenik determinant ile reaksiyona girebilmesini ifade etmektedir veya antikor molekülü topluluğunun sadece bir antijen ile reaksiyona girebilmesidir. Genellikle, anijen-antikor reaksiyonlarında yüksek derecede bir özgüllük vardır. Antikorlar şunlardaki farklılıkları ayırt edebilirler:

  • Bir antijenin primer yapısı

  • Antijenin izomerik formları

  • Antijenin ikincil ve üçüncül yapıları

Çapraz reaktivite

Çapraz reaktivite, her bir antikorun bağlanma bölgesinin birden fazla antijenik determinantla reaksiyona girebilmesi veya antikor molekül toplululğunun birden fazla antijenle etkileşime girebilmesidir. Şekil 5’de çapraz reaktivitenin nasıl ortaya çıktığı görülmektedir. Çapraz reaktivite, ortak bir epitopu paylaşan antijen nedeniyle veya üzerinde yapısal olarak epitopa benzeyen yapılar bulunması nedeniyle olabilmektedir (multisipesifite).



ANTİJEN-ANTİKOR REAKSİYONU TESTLERİ

Antijen-antikor reaksiyonlarını ölçümünü etkileyen faktörler

Antijen-antikor reaksiyonun gerçekleştiğini bilmemizi sağlayan tek yol direkt veye indirekt olarak anitjen ve antikor arasında oluşsn kompleksin tespit edilmesi ile olur. Antijen-antikor reaksiyonlarının tespit edilmesi birçok faktöre bağlıdır.

Afinite
Antijen için yüksek afiniteli bir antikor ile daha stabil etkileşim gerçekleşecektir. Böylece, antijen veya antikorun tespit edilebilmesi güçlenmiş olacaktır.

Avidite
Multivalan antijenlerle ve multivalant antikor arasındaki reaksiyonlar daha stabildir ve böylece tespit edilmeleri daha kolaydır.
 

rx-6.jpg (40108 bytes)  Şekil 6

Antijen antibody oranı
Antijen antikor arasındaki oran antijen-antikor kompleksinin saptanmasını etkilemektedir çünkü oluşan kompleksin büyüklüğü antijen ve antikorun konsantrasyonu ile ilişkilidir. Bu durum şekil 6’da resmedilmiştir.

Antijenin fiziki şekli
Antijenin fiziki durumu, antikor ile reaksiyonunun nasıl saptanacağını etkilemektedir. Eğer antijen bir partikül halde ise, genellikle, antijenin antikor tarafından aglutinasyonu araştırılır. Eğer antijen soluble halde ise, genellikle çözünmez haldeki büyük antijen-antikor komplekslerinin oluşumu ile oluşan presipitasyon araştırılır.
 

rx-7.jpg (9060 bytes) Şekil 7

Aglutinasyon Testleri

Aglutinasyon/Hemaglutinasyon
Antijen partiküler halde ise, antikor-antijen reaksiyonu antijenin aglutinasyonu (kümelenme) ile saptanabilmektedir. Genel bir terim olan aglutinin, partiküler antijenleri aglutine eden antikorları tanımlamak için kullanılmaktadır. Eğer antijen bir eritrosit ise, hemaglutinasyon terimi kullanılır. Tüm antikorlar teorik olarak partiküler antijenleri aglutine edebilirler fakat IgM yüksek valansı nedeniyle, özellkikle iyi bir aglutinindir ve bazen iyi bir aglutinasyon varsa antikorun IgM sınıfından olabileceği sonucu çıkarılabilir.

Kalitatif aglutinasyon testi
Aglutinasyon testleri, bir antijen veya antikorun varlığını belirleme amaçlı testler olarak kullanılabilmektedir. Antikor partiküler antijenle karıştırılır ve oluşan aglutinasyonla test sonucu pozitif olarak değerlendirilir (Şekil 7).

Örneğin, bir hastanın eritrositleri kşinin kan grubu belirlemek için bir antikor ile karıştırılabilir. İkinci bir örnekse, hastanın serumu kan grubu bilinen bir eritrosit ile karıştırılarak hasta serumunda o kan grubuna karşı antikor varlığı test edilebilir.

 

rx-8.jpg (48659 bytes)  Şekil 8

Kantitatif aglutinasyon testi
Aglutinasyon testi anyı zamanda partiküler antijene karşı antikor düzeyini ölçmede kullanılabilir. Bu testte, antikor taraması yapılacak örneğin seri diüsyonu yapılır ve sonra sabit sayıda kırmızı kan hücresi veya bakteri veya benzer partiküler yapıda bir antijen eklenir. Sonrasında aglutinasyon veren maksimum dilüsyon saptanır. Maksimum dilüsyon titre olarak adlandırılan gözle görülebilen aglutinasyondur. Sonuçlar, görülebir aglutinasyonun olduğu maksimum dilüsyon bildirilerek raporlanır. Şekil 8’de kantitatif hemaglutinasyon testi gösterilmiştir.

Prozon etkisi – Bazen antikor konsantrasyonu çok yüksek olduğunda (örneğin düşük dilüsyonlarda),aglutinasyon gerçekleşmez ve sonrasında aynı örnek dilüe edildiğinde ise aglutinasyon gerçekleşir (Şekil 8, hasta 6). Antikorun yğksek konsantrasyonundaki aglutinasyon yokluğu prozon etkisi olarak adlandırılır. Prozondaki aglutinasyon eksikliği aşırı miktardaki antikorun çok küçük kompleksiler oluşturması ve bunlarında gözlemlenebilir şekilde olmaması nedeniyle olmaktadır.
 

 

Aglutinasyon testi uygulamaları

  • Kan grubunun veya serumdaki gan grup antikorlarının saptanması
  • Bakteriyel enfeksiyonların tanısı


Örneğin, Bilinen bir bakteriye karşı antikor titresinin artması o türe ait bir enfeksiyona işaret eder. Genellikle titrede dört kat artış olması anlamlı bir artış olarak değerlendirilir.

Pratik durum
Hernekadar uygulaması kolay olan bir test olsada semi kantitatif bir yöntemdir.
 

rx-9.jpg (11677 bytes)  Şekil 9

Pasif hemaglutinasyon
Aglutinasyon testi sadece partiküler antijenlerle çalışır. Fakat, eritrositleri çözünür antijenlerle (örneğin viral antijen, bir polisakkarit veya hapten) kaplamak mümkündür ve kaplı eritrositler antikorlar için aglutinasyon testinde kullanılabilirler (Şekil 9). Bu pasif hemaglutinasyon olarak adlandırılır. Test aynı aglutinasyon testi gibi uygulanır. Uygulamalar içerisinde soluble antijenlere karşı antikor ve viral antijenlere karşı antikor testi yer almaktadır.
 

rx-10.jpg (11798 bytes)  Şekil 10

Coomb's Testi (Antiglobulin Test)

Direkt Coomb's Testi
Antikorların eritrositlere bağlanması her zaman aglutinasyon ile sonuçlanmaz. Bu durum, antijen/antikor oranının aşırı olmasından veya kırmızı kan hücrelerinin üzerindeki elektrik yükünün hücrelerin etkin çapraz bağ kurmalarına karşı koruması nedeniyle olabilir. Bağlanan fakat eritrositlerin aglutinbasyonuna neden olmayan bu antikorlar inkomplet antikor olarak adlandırılır. Bu durum antikorların yapısının farklı olduğu anlamına gelmemektedir. Tersine, sadece bir işlevsel tanımlamadır. Kırmızı kan hücrelerinin üzerindeki non-aglutinan antikor varlığını tespit etmek için ortama eritrositleri kaplayan antikora karşı ikinci bir immünglobülin (antikor) eklenir. Bu anti-immünglobülin artık kırmızı kan hücreleri arasında çapraz bağlar kurabilir ve aglutinasyona yol açabilir. Şekil 10’Da betimlenen bu olay Direk Coomb’s testi olarak bilin mektedir.
 

rx-11.jpg (17126 bytes)  Şekil 11

İndirekt Coomb's Testi
Serum örneğinin özellikle kırmızı kan hücrelerine karşı antikor içerip içermediğini öğrenilmesi gerektiği durumlarda ve potent non-aglutinan antikorların da örnekte tespit edilmesinden emin olunması gerektiğinde indirek coombs testi uygulanır (Şekil 11). Bu testde, kırmızı kan hücreleri iler birlikte serum örneği inkübe edilir, bağlanmayan antikorları uzaklaştırmak için yıkanır ve sonrasında ikinci bir anti-immünoglobülün eklenerek çapraz bağların oluşması sağlanır.

Uygulamalar
Anti-rhesus factor (Rh) antikorlarının tespitini kapsamaktadır. Rh faktörüne karşı oluşan antikorlar genellikle kırmızı kan hücrelerini aglutine etmemektedir. Böylece, Rh- anneden doğan, anti-Rh antikoru taşıyan Rh+ çocukların kırmızı hücreleri bu antikorla kaplı olabilirler. Bunu kontrol etmek için direkt coombs testi uygulanır. Annenin serumda anti-Rh antikorlarını belirlemek için ise indirekt coombs testi uygulanır.
 

rx-12.jpg (21156 bytes)  Şekil 12

Hemaglutinasyon inhibisyon
Aglutinasyon testi soluble antijenlerin ölçümünü yapabilmek için modifiye edilebilir. Bu test hemaglutinasyon inhibisyon olarak adlandırılmıştır. Bu şekilde adlandırılmasının nedeni, bu testte soluble antijenin antijen kaplı kırmızı kan hücrelerinin aglutinasyonu inhibe etme kapasitesi ölçülmektedir. Bu testte, sabitlenmiş miktardaki şüpheli antijene karşı antikor sabitlenmiş miktardaki antijenle kaplı kırmızı kan hücresi ile karıştırılır (pasif hemaglutinasyona bakınız). Aynı zamanda antijen varlığı için farklı miktarlarda örnek de analiz edilebilir. Eğer örnek antijen içeriyorsa, soluble antijen, eritrositi kaplayan antijen ile antikorlara bağlanmak için yarışacaktır, o sebeple kırmızı kan hücrelerinin aglutinasyonunu inhibe edecektir (Şekil 12).

Örneğin seri dilüsyonu ile, örnekteki antijenin miktarı titresi ile belirlenebilir. Bu test genellikle soluble antijenlerin miktar tayini için kullanılmaktadır ve aglutinasyon testi gibi pratik durumlara sahiptir.
 

 

rx-13.jpg (18170 bytes)  Şekil 13

Presipitasyon testleri

Radiyal immünodifüzyon (Mancini)
Radyal immünodifüzyonda antikor agar jel hazırlanırken eklenir ve antijenin farklı dilüsyonları agarda açılan kuyucuklara yerleştirilir. Antijen gelin içine doğru difüze olurken antikor ile reaksiyona girer ve eşdeğer noktasında halka şeklinde presipitasyon oluşur (Şekil 13).

Halkanın çapı, antikor miktarı sabit olduğu için antijen konsantrasyonu ile orantılıdır. Böylece, standart bir antijenin farklı konsantrasyonu çalışılarak standart bir eğri oluşturulabilir ve bilinmeyen örnekteki antijen miktarı tayin edilebilir. Bu yönüyle test, kantitatif bir testtir. Eğer testte birden fazla halka ortaya çıkarsa, birden fazla antijen/antikor reaksiyonu olmuştur. Bu antijen veya antikor karışımı nedeniyle olabilir. Test, klinik laboratuvarda hasta örneklerinde immünglobülin seviyelerini belirlemek için yaygın olarak kullanılmaktadır.
 

rx-14.jpg (13652 bytes)  Şekil 14

İmmünoelektroforez
İmmünoelektroforezde, agara açılmış kuyucuğa antijenlerin kompleks bir karışımı yerleştirilir ve antijenler eletroforeze tabi tutulur, bu sayede antijenler yüklerine göre ayrılırlar. Elekroforez sonrası, jelde çukur kesiler ve antikor eklenir. Antikorlar jel içine doğru difüze olurken, antijen-antikor reaksiyonu gerçekleştiğinde eşdeğer bölgede presipitin çizgileri oluşur (Şekil 14).

Bu test karışık antijen komplekslerinin kalitatif analizinde kullanılmaktadır, bununla birlikte kabaca miktar tayinide (çizginin kalınlığı ile) yapılabilmektedir. Bu test hasta serumunun bileşenlerinin analizinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Serum bir kuyucuğa yerleştirilir ve serum antikorları ise başka yere yerleştirilir. Normal serum ile kıyaslanarak serum komponentlerinin bir veya birden fazlasında eksiklik veya abazı serum bileşenlerinde aşırı fazlalılık (çizginin kalınlığı) tespit edilebilir. Test aynı zamanda izole serum proteinlerinin saflığını değerlendirmede de kullanılabilir.
 

rx-15.jpg (6178 bytes)  Şekil 15

Karşıakım elektroforezi
Bu testte, antijen ve antikor agarın uzağındaki kuyucuklara yerleştirilir ve antijen ve antikor birbirlerine doğru elektroforeze edilir ve karşılaştıkları bölgede presipitasyon çizgisi oluşur (Şekil 15). Test yalnızca antijen ve antikorun farklı yükte oldukları durumlarda çalışır. Test aslında kalitatiftir fakat bandın kalınlığı ile miktar belirleme kısmen yapılabilir. En büyük avantajı ise testin hızıdır.
 

 

rx-16.jpg (21382 bytes)  Şekil 16

 

rx-17.jpg (21864 bytes)  Şekil 17

Radioimmunoassay (RIA)/Enzyme Linked Immunosorbent Assay (ELISA)

Radioimmunoassays (RIA) immün komplekslerin radyoaktivitelerinin ölçümüne dayalı bir yöntemdir. Belirli testlerde işaretli madde antijen veya antikor olabilmektedir. Enzyme Linked Immunosorbent Assays (ELISA) testi ise immün komplekslerle işaretli enzimatik reaksiyonun ölçümüne dayalı bir testtir. Bu testte enzim antijen veya antikor ile bağlanılabilir.

Antijen tespitinde yarışmalı RIA/ELISA
Antijen ölçümünde RIA ve ELISA’nın yöntem ve prensipleri şekil 16’da gösterilmektedir. Bilinen miktardaki işaretsiz antijen kullanılarak standard eğri elde edilebilir ve bu eğri kullanılarak bilinmeyen örnekteki antijen miktarı hesaplanabilir. Burdaki kilit nokta, test immün kompleksi kalan bileşenlerden ayırımıdır. Bu çok farklı yollarla gerçekleştirilebilir ve testin temeli ile isimlendirilmişlerdir:

Amonyum sülfatla presipitasyon
Amonyum sülfat (%33-50 son konsantrasyonda) immünglobülinleri presipite edecektir fakat çoğu antijene etki etmemektedir. Bu nedenle, immün kompleks ile serbest antijen ayırımında bu test kullanılabilir. Bu yöntem Farr tekniği olarak adlandırılmıştır.

Anti-immunoglobulin antikor
İlk antikora yönelik ikinci bir antikor eklenmesi immün komplekslerin presipitasyonu ile neticelenecektir ve böylece serbest antijenden komplekslerin ayırımı yapılabilecektir.

Antikorun sabitlenmesi
Antikor, plastik boncukların veya plastik pleytlerin üzerinde sabitlenebilir ve böylece immünkompleksler boncuğun veya pleytin yıkanması ile kolayca diğer bileşenlerden uzaklaştırılabilir (Şekil 17). Günümüzde bu yöntem en çok kullanılan yöntemdir ve katı faz RIA veya ELISA olarak adlandırılmaktadır. Klinik laboratuvarlarda yarışmalı RIA ve ELISA serum preotinlerinin, hormon ve ilaç mertabolitlerinin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
 

TUTORIAL 
ELIZA ASSAY 

HHMI
Requires Flash

rx-18xx.jpg (13517 bytes)  Şekil 18

 

rx-19.jpg (23309 bytes)  Şekil 19

Antijen veya Antikor tespitinde yarışmasız RIA/ELISA
Yarışmasız RIA/ELISA yöntemleride antijen ve antikor ölçmede kullanılmaktadır. Şekil 18’de boncuklar antijenle kaplanmıştır ve bilinmeyen örnekteki antikoru saptamak için kullanılmaktadır. İşeretli ikinci antikorun miktarı bilinmeyen örnekteki antikor miktarı ile ilişkilidir. Bu test yaygın olarak bilinen bir antijen kullanılarak özel bir antijenle ilişkili IgE sınıfı antikorları ölçmede kullanılmaktadır ve anti-IgE antikorları işaretli reagen olarak kullanılmaktadır. Bu test RAST (radioallergosorbent test) olarak adlandırılmaktadır. Şekil 19’da boncuk anitikorla kaplanmıştır ve bilinmeyen antijenin ölçümü için kullanılacaktır. İşaretli ikinci antikorun miktarı antijene bağlanan ilk antikorla orantılıdır.

rx-20.jpg (16287 bytes)  Şekil 20

Hücresel Antijen Testleri

İmmünofloresans
İmmünofloresans, antikorun floresan bir molekülle (fluorescein veya rhodamine veya diğer fluorescent boyalar) işaretli olduğu vebir hücre veya dokudaki antijenin işaretli antikorla reaksiyona girerek floresans vermesine dayalı bir tekniktir.

Direkt immünofloresans
Direkt mmünofloresansda, antijene spesifik antikor direkt olarak flourokrom ile işaretlenmiştir (Şekil 20)
 

rx-21.jpg (23278 bytes)  Şekil 21

İndirekt immünofloresans
İndirekt immünofloresans, antijen spesifik antikor işaretlenmemiştir ve ilk antikora yönlendirilmiş ikinci bir anti-immünoglobülin antikor flourokrom ile işaretlenmiştir (Şekil 21). İndirekt immünofloresans, sinyal çoğaltması nedeniyle direkt yöntemden daha hassastır.
 

rx-22.jpg (17171 bytes)  Şekil 22

Flow Sitometri (Akımölçer)
Flow sitometri, belirli bir antijeni taşıyan hücreleri tanımlamak ve saymak için yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Süspansiyondaki hücreler floresans veren bir madde ile direkt veya indriekt olarak işaretlenmiştir. Sonrasında hücreler flow sitometri cihazında analiz edilmektedir.

Şekil 22 flow sitometrinin prensibini özetlemektedir. Flow sitometri cihazında hürceler ince kapillerlerden akmaktadır ve lazer ışık kaynağı ile muamele edilirler. Hücreler geçerken üzerlerine gelen lazer ışığı etrafa saçmaktadırlar ve cihaz tarafından bu ölçülerek miktar ve hücre büyüklüğü hakkında bilgi edinilenilmektedir.
 

rx-23.jpg (18214 bytes)  Şekil 23

Şekil 23’de flow sitometriden elde edilen veri tipi görülmektedir. Bir parametreli histogramda, artan floresans miktarı (örneğin yeşil florosans) x ekseninde çizilmekte ve floresans veren hücrelerin sayısı ise y ekseninde gösterilnmektedir. Floresan hücre fraksiyonu eğrinin altında kalan alanın tümleştirilmesi ile belirlenebilmektedir. İki parametreli histogramda, x ekseni bir parametre (örneğin kırmızı floresans), y ekseni ikinci parametredir (örneğin yeşil florosans). Hücrelerin sayısı kontur ile ve rengin yoğunluğu ile görterilmiştir.

rx-24.jpg (17140 bytes)  Şekil 24

PowerPoint animation Şekil 24


 

Kompleman fiksasyonu

Antijen/antikor kompleksleri komplemanı bağlayabilme kabiliyetleri ile ölçülebilmektedirler çünkü antijen/antikor kompleksi eğer kompleman var ise tükenecektir ve serbest antijen veya antikor varlığında ise tükenmeyecektir. Antijen/antikor kompleksi için test, komplemanın tüketimine bağlıdır ve antijen/antikor reaksiyonlarının miktarını belirlemede kullanılmaktadır. Bu test sadece kompleman fiske eden antikorlarla (IgG ve IgM en iyisidir) çalışmaktadır.

Kompleman fiksasyon testinin çalışma prensibi şekil 24’de görülmektedir. Antijen test edilecek (antikor aranan) serumla karıştırılır ve antijen/antikor kompleksinin oluşması sağlanır. Antijen eklenmemiş kontrol tüpü de hazırlanır. Tüpde antijen/antikor kompleksi yok ise kompleman fikse edilmeyecektir. Fakat, eğer antijen/antikor kompleksi var ise komplemanı fikse edecek ve tüpdeki kompleman miktarını düşürecektir. Sonra tüplere, daha önceden anti-eritrosit antikorları ile kaplanmış standart miktarda eritrosit süspansiyonu eklenir. Tüm komplemanı kullanmaya yetecek kadar antikor kaplı kırmızı kan hücrelerinin miktarı daha önceden belirlenmiştir. Eğer tüm kompleman hala var ise (örneğin antijen/antikor kompleksi oluşmamışsa) tüm kırmızı kan hücreleri parçalanacaktır. Eğer antijen/antikor kompleksi oluşmuşsa komplemanın bir kısmını tüketecekler ve böylece antikor kaplı kırmızı kan hücreleri parçalanmayacaktır. Basitçe tüpteki kırmızı kan hücrelerinin parçalanması ile ortama salınan hemoglabin miktarı ölçülerek indirekt olarak antijen/antikor kompleksi miktarı belirlenebilecektir. Kompleman fiksasyon testleri, bir test örneğindeki antikorları belirlemek için yaygın olarsak kullanılmıştır ve antijen ölçümü için modifiye edilebilirler.
 

 

 

Mikrobiyoloji ve İmmünoloji On-line, İMMÜNOLOJİ Bölümüne Dönünüz

  


This page last changed on Sunday, March 27, 2016
Page maintained by
Richard Hunt