x |
x |
|
|
INFECTIOUS
DISEASE |
BAKTERIYOLOJİ |
İMMÜNOLOJİ |
MIKOLOJI |
PARASITOLOGY |
VİROLOJİ |
|
MİKOLOJİ - BÖLÜM BİR
MİKOLOJİYE GİRİŞ
Dr Art DiSalvo
Emeritus Director, Nevada State Laboratory
Emeritus Director of Laboratories, South Carolina Department of
Health and Environmental Control
Çeviri:
Dr. Ayşegül Aksoy Gökmen, Dr. Mustafa Demirci,
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji
Anabilim Dallı
|
ENGLISH |
ALBANIAN |
Let us know what you think
FEEDBACK |
SEARCH |
|
|
|
|
Şekil 1
Chaetomium globosum sporları. Chaetomium bir askomisettir ve çoğu türde
sporlar tek bir germ poru içeren limon şeklindedir.
© Dennis Kunkel Microscopy, Inc. Izni ile kullanılmıştır
A
B
Şekil 2.
A. Raf şekilli mantar basidyokarpı
B. Üretimsel hifleri gösteren alt yüzey. Üreme sporları raf yüzeyindeki
gözenekler aracılığıyla dağıtılır.
© Dr Arthur DiSalvo and © Dennis Kunkel Microscopy, Inc. Izni ile
kullanılmıştır
|
GİRİŞ
Sınıflandırma
Mantarlar, klorofil içermeyen, ancak hücre duvarı ve
filamentöz yapılara sahip, spor oluşturan ökaryotik organizmalardır. Bu
organizmalar saprofitik olarak yaşarlar ve ölü organik maddeleri parçalarlar.
Nasıl sınıflandırıldıklarına bağlı olarak 100,000 - 200,000 arasında türü
bulunmaktadır. Günümüzde yaklaşık 300 türün insan için patojenik olduğu
bilinmektedir. Canlılar beş alemde toplanır. Mantarlar ise mantarlar
aleminde bulunmaktadır.
ALEM |
ÖZELLİK |
ÖRNEK |
Monera |
Prokaryosit |
Bakteriler
Aktinomisetler
|
Protista |
Ökaryosit |
Protozoonlar |
Mantarlar |
Ökaryosit * |
Mantarlar |
Bitkiler |
Ökaryosit |
Bitkiler
Yosunlar |
Hayvanlar |
Ökaryosit * |
Artropodlar
Memeliler
İnsan
|
* Bu yaygın özellik anti-mikotik tedavide terapötik
çıkmazdan sorumludur.
Mantarlar aleminin taksonomisi gelişmektedir ve tartışmalıdır. Önceleri,
koloni görüntüsü ve ışık mikroskobundaki yapılarına dayanırken, ultra yapı,
biyokimya ve moleküler biyoloji temel taksonomik pozisyonlara yeni kanıtlar
sunmuştur. Tıbbi olarak önem arz eden mantarlar dört koldadır:
-
Askomiçete - Askus adı verilen torba içinde eşeyli üreme
ve askosporların üretimi (Şekil 1)
-
Basidyomiçete - Basidyum adı verilen torba içinde eşeyli
üreme ve basidyosporların üretimi (şekil 2)
-
Zigomiçete - Gametlerle eşeyli üreme ve zigosporların
oluşmasıyla eşeysiz üreme (şekil 3)
-
Mitosporik mantarlar (Fungi Imperfecti) –Herhangi bir
bilinen eşeyli üremesi yok. Çoğu patojenik mantarları içerir
|
|
Şekil 3
Mucor spp.’nin sporlarla birlikte sporulasyon yapısı. Sporulasyon yapısı (konidyofor)
olgunlaşmış ve dış membranın parçalanmasıyla sporların dağılmasını sağlar.
Mucor birçok çevrede yaygın olarak bulunan bir mantardır. Bu bir zigomiçete
mantarı olup, allerjik olabilir ve toprakta, ölü bitki materyallerinde (kuru
ot gibi), at gübresinde ve meyvelerde saprofitik olarak yaşar. Oportunistik
bir patojendir ve bağışıklığı yetersiz kişilerde mukorozise sebep olabilir.
Enfeksiyon bölgeleri akciğerler, nazal sinus, beyin, göz ve deridir.
Zigomikoz vakalarında çok az tür izole edilmiştir, ancak mukormikoz terimi
sıklıkla kullanılmaktadır. Zigomikoz, renal enfeksiyonlar, gastritler ve
pulmoner enfeksiyonların yanında mukokütanöz ve rinoserebral enfeskiyonları
da içerir.
© Dennis Kunkel Microscopy, Inc. Izni ile kullanılmıştır
|
Şekil 4
Candida albicans - Maya ve hif aşamaları. Maya-benzeri bir mantar yaygın
olarak insan derisi, üst solunum yolları, sindirim kanalı ve kadın
genital sisteminde oluşur. Bu Mantarların maya ve hif aşamalarını içeren
dimorfik yaşam döngüsü vardır. Bu maya hif (iplikler) ve pseudohif (yalancı
hifler) üretir. Pseudohif, apikal veya lateral tomurcuklanmayla maya
hücresi oluşturabilir. Pamukçuk (ağız ve vajinada bir enfeksiyon) ve
vulvovajiniti içeren kandidiyaza sebep olur.
© Dennis Kunkel Microscopy, Inc. Izni ile kullanılmıştır |
MORFOLOJİ
Patojenik mantarlar mayalar veya hifler olarak bulunurlar (şekil
4). Bir hif kümesi misel olarak isimlendirilir. Mayalar tek hücreli
organizmalardır ve miseller hücre duvarına sahip tübüler hücrelerden meydana
gelen çok hücreli filamentöz yapılardır. Mayalar tomurcuklanmayla çoğalırlar.
Miseller dalları oluşturur ve dallanma paterni morfolojik incelemelerde yardımcı
olur. Miseller bölmelere sahip değilse, sönositik (bölmeli-olmayan) olarak
adlandırılırlar. “hif” ve “misel” terimleri çoğunlukla birbirinin yerine
kullanılmaktadır. Bazı mantarlar hem maya hem de misel formda olabilir. Bunlar
dimorfik mantarlar olarak isimlendirilir.
Dimorfik mantarlar
Dimorfik Mantarların iki formu bulunur (şekil 5):
-
MAYA - (parazitik veya patojenik form). Bu form
genellikle dokuda, eksüdalarda veya 37 derecede inkübatörde kültürü
yapıldığında görülür.
-
MİSEL - (saprofitik formu). Bu formu doğada veya 25
derecede kültüre edildiğinde görülür. Maya formuna dönmesi patojenite
için önemli gibi görünmektedir. Dimorfik mantarlar sporulasyon
cisimciklerinin görüntüsünü içeren birçok morfolojik veya biyokimyasal
özellikleriyle tanımlanırlar. Eşeysiz sporları büyük (klamidosporlar)
veya küçük (mikrokonidya, blastosporlar, artrokonidya) olabilir.
MİKOTİK HASTALIKLAR
Dört tip mikotik hastalık bulunur:
-
Aşırı duyarlılık- küf ve sporlarına karşı gelişen bir
allerjik reaksiyon
-
Mikotoksikoz- tahıllar içinde üreyen mantarlar tarafından
oluşturulan toksinler ile kontamine tahıl ve gıda ürünlerinin insan ve
hayvanlar tarafından yenmesiyle zehirlenme
-
Miçetismus- (mantar zehirlenmesi) insanlar için toksin
içeren mantarların yenmesiyle zehirlenme
-
Enfeksiyon- Konağın cevabına göre doku invazyonu
Biz sadece en sonuncusu olan enfeksiyona sebep olan patojenik
mantarlar ile ilgileneceğiz. Çoğu yaygın olarak görülen patojenik mantarlar
toksin üretmezler, ancak parazitik bir enfeksiyon esnasında fizyolojik
değişimlere sebep olurlar (ör; yüksek metabolik hız, modifiye metabolik yolaklar
ve hücre duvarı yapısı değişiklikleri). Bu değişikliklere sebep olan
mekanizmalar, patojenik mekanizma olarak önemli olup, yeni yeni tanımlanmaktadır.
Çoğu patojenik Mantarlar termotoleranttır ve fagositlerin
solunumu esnasında salınan aktif oksijen radikallerinin etkilerine direnç
gösterebilirler. Bu yüzden Mantarlar birçok konak savunmasına karşı
dayanabilirler. Mantarlar doğada her yerde bulunabilir ve çoğu insan bu
mantarlara maruz kalır. Mikotik enfeksiyonun oluşması genellikle bulaş miktarına
ve konağın direncine bağlı olarak değişir. Enfeksiyonun şiddeti çoğunlukla
konağın immünolojik durumuna bağlı görünmektedir. Böylece, mantar gösterilmesi,
örneğin, geçici fungemiye neden olan, kolonize bir damar içi kateterden kan
içine çekilen mantarları (Yani, kan akışı yoluyla mantar yayılması), ya da
gerçek bir enfeksiyona karşılık gelebilir. Hekim, klinik parametrelere, hastanın
genel durumuna, laborratuvar sonuçlarına vb. dayanarak hastanın klinik durumunun
ne olduğuna karar vermek zorundadır. Bu karar kolay değildir çünkü sistemik
fungal enfeksiyonların tedavisinde ciddi boyutta toksik olan ilaçların kullanımı
gerekir. Çoğu mikotik ajanlar toprak saprofitleridir ve mikotik hastalıklar
genellikle insandan insana bulaşmaz (nadir istisnalar: Candida ve bazı
dermatofitler). Hastalıkla ilgili salgın olabilir, ancak bu salgınlar bulaşma
yoğluyla değil çevreden maruz kalınarak gerçekleşir. Sistemik enfeksiyonlara
sebep olan mantarların çoğu doğada özel, karakterstik ekolojik bölgelere
sahiptir. Bu habitat daha sonra bahsedilecek olan birkaç mantar için spesifiktir.
Bu çevrede, normal saprofitik organizmalar çoğalır ve gelişir. Aynı zamanda
insan ve hayvanların enfeksiyöz ajanlara maruz kaldığı bu çevre, fungal element
ve/veya sporların kaynağıdır. Mikotik hastalıkların tanısını koymak için bu
bağlantılara dikkat edilmesi önemlidir. Hekim, hastanın işi, uğraşları ve
seyahat öyküsünü içeren tam bir öykü alabilmelidir. Bu bilgi çoğunlukla ayırıcı
tanının konması veya doğrulanması için gereklidir. Günümüzde, duyarlı
popülasyonların artmasına bağlı olarak mikotik enfeksiyonların insidansı
gittikçe artmaktadır. Buna örnek olarak AIDS’li hastalar, immünsüpresif tedavi
alan hastalar ve daha invaziv tanı ve cerrahi prosedürlerin kullanımı (prostetik
implantlar) verilebilir. Ulusal halk sağlığı istatistiğinde fungal hastalıklar,
bulaşıcı olmayan ve rapor edilmeyen hastalıklar içindedir.
|
|
VIDEO
Tomurcuklanan maya hücresinin büyümesi ve bölünmesi (Saccharomyces
cerevisiae)
High Resolution
Low resolution
© Philip Meaden
Heriot-Watt University
Edinburgh, Scotland and The
MicrobeLibrary
|
A
Candida albicans, bazı çevresel koşullarda tek hücreli maya olarak ve
diğer koşullar altında da filamentöz Mantarlar olarak geliştiğinden
dolayı dimorfik bir Mantarlartur. Tomurcuklanan maya hücreleri. C.
albicans, maya-pepton-dekstroz (MPD) besiyerinde 3 saat boyunca
havalandırmayla birlikte 37 derecede gelişmiştir. Bu fotoğrafta
boyanmamış hücreler 400 kat büyütülmüştür. Bu fotoğraf faz-kontrast
mikroskobuyla çekilmiştir.
|
B
Bölmeli tomurcuklanan maya. Bölme ana hücre ile yavru hücre arasında
oluşmuştur, ancak iki hücrenin ayrımı henüz gerçekleşmemiştir. Bu fotoğraf
MPD besiyerinde 3 saat boyunca 37 derecede geliştirilmiş kültürden
alınmıştır. Boyanmamış hücreler faz-kontrast mikroskobu kullanılarak 1000
kat büyütülmüştür.
C
Üçüncü saatteki C. albicans. Germ tübünün görünmesinden 3 saat sonra hifte
bölme oluşur. Aynı zamanda hücrenin distal kısmında yeni bir germ tübü
oluşur. Boyanmamış hücreler faz-kontrast mikroskobu kullanılarak 1000 kat
büyütülmüştür.
|
Şekil 5 A-C
© Phillip Stafford
Dartmouth Medical School
Hanover, New Hampshire and
The
MicrobeLibrary |
Şekil 6
Gomori boyama tekniği ve 50 kat büyütmede bu fotomikrograf deride fungal
organizma olan Phialophora parasitica’nın varlığını gösteren
histopatolojik değişimleri göstermektedir. Bu ajan, kromoblastomikoz ve
feohifomikozun sebebi olarak bilinir, subkutanöz dokuları etkiler, ancak
feohifomikoz durumunda birçok organ sistemleri etkiler ve hatta vücut
boyunca yayılır. CDC/ Dr. L. Ajello
Şekil 7
Meksika izolatı olan T. rubrum var. rodhaini gelişmiş Sabouraud’s
dekstroz agar. Trichophyton cinsinin dermatofitik üyeleri dermatofitoz
olarak bilinen saç, deri ve tırnak enfeksiyonlarına sebep olur. Bu cins
antropofilik, zoofilik ve jeofilik türleri içerir CDC/Dr. Libero Ajello |
TANI
-
Dermatofit şüphesi gösteren deri döküntüleri veya bir
lezyondan alınan iltihap lam üzerinde KOH ile preparat yapılabilir (ıslak
preparat) ve direkt olarak mikroskopta incelenebilir.
-
Deri testleri (dermal hipersensitivite) önceleri popüler bir
tanıyken günümüzde artık kullanılmamaktadır çünkü der testi yanlış pozitif
sonuca sebep olarak serolojik çalışmalarla uyuşmayabilir. Halen daha hem
hastanın bağışıklığını değerlendirmek hem de epidemiyolojik çalışmalarda yer
alan popülasyon için kullanılabilir.
-
Seroloji, spesifik bir fungal hastalığa uygulandığında
yardımcı olabilir; genellikle “mantarlar” için herhangi bir tarama antijeni
bulunmamaktadır. Mantarlar zayıf antijen olduklarından dolayı, serolojinin
etkinliği farklı fungal enfeksiyonlara bağlı olarak değişir. Serolojik
testler her bir mikoz başlığında tartışılacaktır. Mantarlar için en yaygın
serolojik testler çift immünodifüzyon, kompleman fiksasyonu ve enzim
immünoassay (EİA) yöntemlerine dayanır. Çift immünodifüzyon ve kompleman
fiksasyon genellikle IgG antikorlarını saptar. Bazı EİA testleri IgG ve IgM
antikorlarının saptanması için geliştirilmektedir. Spesifik fungal
antijenleri saptayabilen bazı testler bulunur, ancak daha yeni yeni genel
kullanıma girmektedir.
-
Direkt fluoresan mikroskopisi tanımlama için cansız
kültürlerde veya fikse edilmiş doku parçalarında kullanılabilir. Bu test
için gerekli reaktiflerin elde edilmesi zordur.
-
Biyopsi ve histopatoloji. Dokuya invaziv mantarlarun
kaynağını bulma ve tanımlama için biyopsi yararlı olabilir. Genellikle
Gomori metenamin gümüş (GMG) boyası, yeşil arkaplanda siyah olarak boyanan
organizmaların değerlendirilmesi için kullanılır (şekil 6). H ve E boyası
her zaman organizmayı boyamaz, ancak inflamatuar hücreleri boyar.
-
Kültür. Kesin tanı için kültür ve tanımlama gereklidir.
Patojenik Mantarlar genellikle Sabouraud dekstroz agarda gelişir (şekil 7).
Bu besiyeri hafif asidik pH’dadır (~5.6). Bakteriyal kontamisnasyonu ve
aşırı büyümeyi engellemek için genellikle siklohekzimid, penislin,
streptomisin veya diğer inhibitör maddeler eklenir. İki kültür ekimi yapılır
ve dimorfizmi görmek için ayrı ayrı 25 derecede ve 37 derecede inkübe edilir.
Kültürler makroskobik ve mikroskobik olarak incelenir. 4 haftaya kadar
negatif kabul edilmezler.
-
DNA probları. Ribozomal DNA işaretlenmiş DNA probu ile
hibridize edilir. Bu test hızlıdır (1-2 saat) ve türe spesifiktir. Her
organizma için mevcut değildir ve pahalıdır.
|
MOLEKÜLER YAPI
Amphotericin B
Ketoconazole
Griseofulvin
5-fluorocytosine
|
TEDAVİ
Memeli hücreleri, Mantarların hücre
çeperi polisakkaritlerini parçalayacak enzimlere sahip değildir. Bu yüzden, bu
patojenlerrin hayvan konak savunma mekanizmalarıyla yok edilmesi zordur. Çünkü
memeliler ve mantarlar ökaryotik olduklarından dolayı hücresel ortam
biyokimyasal olarak her ikisinde de benzerdir. Bütün ökaryotik hücreler
membranlarında sterol içerirler; fungal hücre membranında ergosterol, memeli
hücre membranında kolesterol. Bu yüzden, yayılmakta olan mantarlara zarar
verebilen çoğu maddenin konak üzerine ciddi yan etkileri olacaktır. İlk
kemoterapötik ajan (oral iyodidler) 1903’te kullanılan bir anti-mikotik olmasına
rağmen, anti bakteriyel ajanların gelişiminin gerisinde kalmıştır. Konağa en az
zarar verecek şekilde yayılımcı organizmayı inhibe etmek için gerekli seçici
toksisitenin ökaryotik hücrelerde uygulanması zordur.
Primer antifungal ajanlar şunlardır:
Amfoterisin B
Bu bir polyen antimikotiktir. Çoğu
sistemik fungal enfeksiyonlar için seçilen ilk ilaçtır. Bu ilacın
mantarların hücre membranındaki ergostrole afinitesi konağın hücresindeki
kolestrolden daha fazladır; ergosterole bağlandığında fungal hücrenin hücre
membranının parçalanması ve ölümüne sebep olur. Amfoterisin B genellikle
intravenöz olarak verilir ve hastalar genellikle hastaneye yatırılır. Bu
ilaç toksiktir ve uygulama esnasında sıklıkla tromboflebit, nefrotoksisite,
ateş, titreme ve anemiye sebep olur. Lipid-temelli Amfoterisin B aynı
etkidedir, daha az toksiktir ve daha pahalıdır.
Azoller
Ketokanozol, flukonazol
itrakonazol, vorikonazol ve pozakonazol içeren azoller (imidazoller ve
triazoller) muko-kütanöz kandidiyaz, dermatofitoz ve bazı sistemik fungal
enfeksiyonlar için kullanılmaktadır. Flukonazol, kriptokokkozlu AIDS
hastalarının tedavisi için gereklidir. Azollerin genel mekanizması
ergesterol sentezinin inhibisyonudur. Oral uygulama ve az toksisite
avantajlarıdır.
Griseofulvin
Griseofulvin ağır seyreden deri ve
tırnak enfeksiyonları için kullanılan çok yavaş etki gösteren bir ilaçtır.
Etkisi, stratum korneumda birikimine göre değişir; daha sonra fungal girişi
ve büyümeyi durdurur. Oral olarak alınır. Kesin mekanizması bilinmemektedir.
5-fluorositozin
5-fluorositozin RNA sentezini
inhibe eder ve kriptokokkozda esas olarak uygulanmıştır (daha sonra
tartışılacaktır). Oral olarak uygulanır.
Terbinafin
(E)-N-(6,6-dimetil-2-hepten-4-ynyl)-N-metil-1-naftalenmetanaminhidroklorid (
terbinafinhidroklorid)
Bu bir anit-fungal ajan olup aynı zamanda Lamisil olarak da bilinir ve el
parmağı ve ayak başparmağındaki enfeksiyonların tedavisi için kullanılır.
Oral olarak alınır.
Kaspofungin
1-[(4R,5S)-5-[(2-aminoetil)amino]-
N2-(10,12-dimetil-1-oksotetradesil)- 4-hidroksi-L-ornitin]-5-[(3R)-
3-hidroksi-L-ornitin] pnömokandin B0
Bu anti-fungal β(1,3)-D-Glukan
sentaz enzimini inhibe ederek ve fungal hücre duvarının içeriğini
değiştirerek etki gösterir. Intravenöz olarak uygulanır.
MİKOZLARIN KLİNİK OLARAK
SINIFLANDIRILMASI
Mantar hastalıkları birçok farklı şekilde tartışılabilir. Klinik
taksonomide tıp öğrencileri için en pratik yöntem aşağıdaki gibi gruplara
ayırmaktır:
-
Yüzeysel mikozlar
-
Subkütanöz mikozlar
-
Sistemik mikozlar
-
Oportunistik mikozlar
Yüzeysel mikozlar (veya kütanöz mikozlar) deri, tırnak veya
saçın dış tabakalarında (keratinize tabakalar) görülen, nadiren dokunun
derinliklerine ilerleyen fungal hastalıklardır (Şekil 8). Buradaki Mantarlar
dermatofit olarak adlandırılır. Subkütanöz mikozlar subkütanöz dokuda bulunur ve
çok nadir sistemik olarak yayılır. Genellikle çok yaygın olarak alt
ekstremitelerde derin, ülserleşmiş deri lezyonları veya fungal kütleler
oluştururlar. Bu hastalığa sebep olan organizmalar travmaya bağlı olarak ayak
veya bacaklara giren toprak saprofitleridir. Sistemik mikozlar derindeki iç
organları kapsayabilir ve geniş çapta yayılabilir. Her bir mantar tipinin tür
düzeyinde özellik gösterebilen çeşitli organları bulunur. Bu konu hastalıklarda
tek tek tartışılacaktır. Oportunistik mikozlar düşük virülansı olan Mantarlara
bağlı olarak gelişen enfeksiyonlardır. Etiyolojik ajanlar bütün çevrelerde ortak
olan organizmalardır.
|
|
MOLEKÜLER YAPI
Ergosterol
Kaspofungin |
Şekil 8
Boyun derisinde Trichophyton rubrum’a bağlı gelişen ringworm.
CDC/Lucille K. Georg
|
|
Mikrobiyoloji
ve İmmünoloji On-line, Mikoloji Bölümüne Dönünüz
This page last changed on
Friday, November 25, 2016
Page maintained by
Richard Hunt
|