x x

 INFECTIOUS DISEASE

BAKTERIYOLOJİ

İMMÜNOLOJİ MYCOLOGY PARASITOLOGY VIROLOGY

 

İMMÜNOLOJİ – BÖLÜM ONYEDİ
AŞIRI SUYARLILIK REAKSİYONLARI


Abdul Ghaffar, Ph.D.
Emertius Professor of Pathology, Microbiology and Immunology
University of South Carolina


Çeviri:
Doç. Dr. Erkan Yula

İzmir, Katip Çelebi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

 

ENGLISH

FRANCAIS

PORTUGUES

Let us know what you think
FEEDBACK

SEARCH

  

Logo image © Jeffrey Nelson, Rush University, Chicago, Illinois  and The MicrobeLibrary
 

 

ÖĞRENİM HEDEFLERİ
Aşırıduyarlılık mekanizmalırını sınıflamasını anlar
Aşırıduarlılıklarla ilgili hastalıkları ve zarar mekanizmalarını bilir
tedavi modellerini bilir
 

antigen.jpg (47043 bytes)  Şekil 1
Tip hipersensitivite uyarılması ve etki mekanizması

Hipesensitivite (aşırı duyarlılık), normal immün sistem tarafından üretilen aşırı, istenilmeyen (tehlikeli, rahatsızlık veren ve bazen fatal) reaksiyon olarak adlandırılır. Hipersensitif reaksiyon için konağın önceden duyalı hale (immün) gelmesi gerekir. Hipersensitif reaksiyonlar ilgili reaksiyonun temel mekanizması ve sürecine göre 4 tipte sınıflandırılır: tipI, tipII, tipIII ve tipIV. Çoğu kez, belli bir klinik durum (hastalık) bu reaksiyonların birden fazlasını içerebilir.

TİP I HİPERSENSİTİVİTE

Tip I hipersensitivite, hızlı veya anafilaktik hipersensitivite olarak bilinir. Reaksiyon, deri (ürtiker ve egzama), göz (konjonktivit), nazofarinks (rinore, rinit), bronkopulmoner doku (astım) ve gastrointestinal sistemi (gastroenterit) kapsayabilir. Reaksiyon, minör rahatsızlıktan ölüme kadar giden bir dizi semptoma neden olabilir. Reaksiyon bazen gecikmeli olsada (10-12 saat), genellikle antijene maruz kaldıktan 15-30 dakika içerisinde gerçekleşir. Hızlı hipersensitivite IgE aracılıdır. Bu hipersensitivitede başlıca hücresel koponenti mast hücresi veya bazofildir. Reaksiyon platelet, nötrofil ve eoznofil tarafından artırılır ve/veya modifiye edilir. Reaksiyon yerinin biyopsisi temel olarak mast hücre ve eoznofili gösterir.

Reaksiyonun mekanizması bazı antijenlere karşı (sıklıkla alerjen olarak adlandırılan) öncelikli olarak IgE üretimine neden olur. Bazı bireylerin neden Tip I hipesensitiviteye daha eğilimli olduğunun kesin bir mekanizması yoktur. Ancak, böyle bireylerde tercihen IgE sınıf anahtar çevirimi sağlayan IL-4, IL-5 ve IL13 sekrete eden TH2 hücresinin daha fazla üretildiği gösterildi. IgE, bazofil ve mast hücresindeki reseptörüne (Fcε; CD23) çok yüksek affiniteye sahiptir. Takiben aynı antijene tekrar maruz kaldığında IgE hücre bağı çapraz bağlanır ve farmakolojik olarak çeşitli aktif maddelerin salınımını tetikler (Şekil 1). IgE!nin Fc reseptörüne çapraz bağlanması mast hücresinin tetiklenmesinde önemlidir. Mast hücre degranülasyonu hızlı bir işlemle Ca ++ içeriye akım artışı ile başlar; sitoplazmik Ca++’ u arttıran iyonoforlar aynı zamanda degranülasynu desteklerken sitoplazmik Ca++’u azaltan ajanlar ise degranülasyonu baskılar. Mast hücresinden salınan maddeler ve etkileri Tablo 1’de listelenmiştir. Mast hücreleri, egsersiz, duygusal stres, kimysallar (örn; kalsiyum iyonoforları, kodein v.b.),anafilotoksin (örn; C4a,C3a,C5a,v.b.) gibi diğer stimülanlar tarafından tetiklenebilir. IgE-allerjen etkileşimi olmadan aracılık eden bu reaksiyonlar aşırı duyarlılık reaksiyonu değildir, fakat aynı semptomlara yol açarlar.
 

 

 

Tablo 1. Erken hipersensitivitede farmakolojik aracılar

Mediatör

Granüllerde önceden oluşan mediatörler

Histamin

Bronkoconstriksiyon, mukus sekresyonu, vazodilatasyon, vasküler permeabilite

Triptaz

Proteoliz

Kininogenaz

Kinin ve vazodilatasyon, vasküler permeabilite, ödem

ECF-A
(tetrapeptidaz)
 

Eozinofil ve nötrofilleri çeker

 

Yeni oluşan mediyatör

Lökotrien B4

Bazofilleri çeker

Lökotrien C4, D4

Histaminle aynı fakat 1000x daha potent

Prostaglandins D2

Ödem ve ağrı

PAF

Platelet agregasyonu ve histamin salınımı: mikrotrombi

 

Reaksiyon, platelet agregasyonuna ve vazoaktif aminler, heparin ve histaminin salınmasına sebep olan PAF (platelet aktive edici faktör) tarafından amplifiye edilir. Anafilaksinin eoznofil kemotaktik faktörü (ECF-A) ve nötrofilik kemotaktik faktör sırası ile nekroza sebep olan çeşitli hidrolitik enzimleri serbest bırakan eoznofilleri ve nötrofilleri çeker. Eoznofillerin bu rolü şuan belirsiz olsada eoznofiller arilsülfataz, histaminaz, fosfolipaz-D ve prostoglandin-E yi serbest bırakarak lokal reaksiytonları da kontrol eder.
 

 

Siklik nükleotidlerin tam fonksiyonları zor anlaşılsada, erken hipesensitivite reaksiyonlarının modülasyonunda önemli bir rol oynuyor gibi gözükmektedir. cAMP ve cGMP seviyelerini değiştiren maddeler önemli derecede alerjik semptomları da değiştirir. Bu şekilde, intracellüler cAMP’yi arttıran maddeler, alerjik semptomları özellikle bronko-pulmoner başta olmak üzere dindirmekte ve terapatik olarak kullanılmaktadır (Tablo 2). Tam tersine, cAMP’yi azaltan veya cGMP’yi uyaran ajanlar bu alerjik durumları alevlendirir.

 

Tablo 2 - Allerjik semptomlarla sisklik nükleotitlerin ilişkisi

Siklik AMP’nin düşmesi

Siklik AMP’nin artması

α-adrenerjik reseptörün uyarılması
(nor-epinefrin, fenil-epinefrin)

veya

β-adrenerjik reseptörün blokajı
(propanolol)
 

β-adrenerjik receptorün uyarılması
(epinefrine, isoproterenol)

α-adrenerjik reseptörün blokajı
(fenoksibenzamin)

fosfodiesteraz inhibisyonu
(teofilin)

histamin-2 veya PGE’nin reseptörlerine bağlanması
 

Siklik GMP’nin artması

γ-kolinerjik reseptörün uyarılması
(asetil kolin, karbakol)

Semptomların kötüleşmesi

Semptomların düzelmesi

 

Erken hipersensitivite için tanısal testler, deri (prik ve intradermal) test (Şekil 1A), total IgE ölçümleri ve şüpheli alerjenlere karşı spesifik IgE antikoları ölçümünü içerir. Total IgE ve spesifik IgE antikorları enzim immunoassayin modifiye şekli (ELISA) ie ölçülebilmektedir. IgE, non-atopik hastalıklarda (örn; miyelom, helmit infeksiyonları v.b.) yükselebilse de IgE seviyesinin artışı atopik bir durumun işaretçisidir. Atopik hastalıklar için genetik eğilimin vardır ve HLA (A2) ilişkisine dair kanıtlar bulunmaktadır.

Semptomatik tedavi, histamin reseptörlerini bloe eden anti-histaminikler ile yapılmaktadır. Kromolin sodyum, muhtemelen Ca++ girişini kısıtlayarak mast hücre degranülasyonunu inhibe etmektedir. Geç başlangıçlı semptomlar, özellikle lökotrienler aracılığı ile bronkokonstriksiyon, lökotrien reseptör blokörleri veya siklooksijenaz yolağı inhibitörleri ile tedavi edilir.

Semptomatik bronkokontriksiyonun geçici tedavisi izoproterenol deriveleri gibi bronkodilatatörler (inhaler formu) tarafından sağlanır. Teofilin cAMP-fosfodiesterazı inhibe ederek cAMP’i yükseltir ve intrasellüler Ca++ salınımını inhibe eder, bu nedenle teofilin bronkopulmoner semptomların azaltmak için kullanılmaktadır. Mast hücre duyarlılığını bloke ettiği için mast hücrelere bağlanan IgE’nin Fc kısmına karşı IgG antikoların kullanımı bazı antijenlerin tedavisi için onaylanmıştır. Hiposensitizasyon (immünoterapi veya densensitizasyon) bir diğer tedavi şeklidir ve özellikle böcek zehri ve belli bir dereceye kadar polenler gibi alerjenlerin bir kaçında başarılı olmuştur. Mekanizması net değildir, fakat IgG (bloke eden) antikorlarının ortaya çıkışı ile semptomların azalması arasında bir kolerasyon vardır. Özellikle IgE antikorlarını inhibe eden süpresör T hücreleri rol oynayabilirler.


 

skintest.jpg (467598 bytes) Şekil 1A
Coklu pozitif alerjen intradermal deri testi, yakın görünüm.
© Bristol Biomedical Image Archive. Used with permission
 

comple.jpg (59463 bytes)  Şekil 2
Tip II sitotoksik mekanizma

goodpasture.jpg (429313 bytes)   Şekil 3A
immünoglobülin G (IgG) Immunofluorescent boya, Goodpasture's sendromunda lineer patern
© Bristol Biomedical Image Archive. Used with permission

pemph.jpg (442197 bytes) Şekil 3B
Pemphigus vulgaris - İFA
© Bristol Biomedical Image Archive. Used with permission

TİP II HİPERSENSİTİVE

Tip II hipersensitivite sitotoksik hipersensitive olarak da bilinir ve çeşitli organ ve dokuları etkileyebilir. Antijenler normalde endojen kaynaklıdır, fakat hücre membranına bağlanabilen ekzojen kimyasallar da (hapten) tip II aşırı duyarlılık reaksiyonlarına neden olabilir. İlaçla indüklenmiş hemolitik anemi, granülositopeni ve trombositopeni bunun örnekleridir. Reaksiyon süresi dakikalardan saatlere kadar olabilir.

TipII hipersensitive öncelikle IgM veya IgG sınıfı antikolar ve kompleman aracılıdır (Şekil 2). Fogosit ve K hücreleri de rol oynayabilir. Lezyon antikor, komplement ve nötrofil içerir. Tanısal testler ilgili dokuya karşı antikor sirkülasyonun ve immünofloresans ile lezyondaki (biyopsi) kompleman ve antikor varlığının tespitini içerir. Boyama paterni normalde Goodpasture nefriti (renal ve akciğer bazal membran) (şekil-3A) ve pemfigus’da (deri intrasellüler protein, dezmozom) olduğu gibi düzgün ve lineerdir (Şekil 3B). Tedavi anti-inflamatuar ve immünsüpresif ajanlar içerir.



TİP III HİPERSENSİTİVİTE

Tip III hipersensitivite, immün kompleks hipersensitivite olarak da bilinir. Reaksiyon yaygın (örn; serum hastalığı) veya eklem (örn; romatoid artrit), kan damarları (örn; poliarterit), akciğerler (örn; aspergillozis), böbrekler (örn; lupus nefriti), deri (örn; sitemik lupus eritematosuz, arthus reaksiyonu) gibi diğer doku ve organları kapsayabilmektedir.
Reaksiyon, birçok mikroorganizmanın neden olduğu hastalıkların patogenik mekanizması olabilir. Reaksiyon antijene maruz kaldıktan 3-10 saat sonra gerçekleşebilir (Artus reaksiyonunda olduğu gibi). Bu reaksiyon çözünür immün kompleksler aracılığıyla gerçekleşmektedir.

İmmün kompleksler IgM içerebilse de, çoğunlukla IgG sınıfıdır. Antijen eksojen (örn; kronik bakterial, viral veya parazitik infeksiyon) veya endojen (organa spesifik olmayan otoimmünite: örn; sistemik lupu eritematosuz, SLE) olabilir. Antijen çözünür haldedir ve ilgili organla ilişkili değildir. Primer elemanlar, çözünür immün kompleksler ve komplemandır ( C3a,4a ve 5a). Hasara nötrofiller ve plateletler sebep olur (Şekil 4). Lezyon başlıca nötrofil ve immün kompleks artıkları ile kompleman içerir. Sonraki evrelerde makrofaj inflitrasyonu iyileşme sürecinde yer alabilir. Antikor affinitesi ve immün kompleksin boyutu hastalığın oluşumunda ve ilgili dokunun tespitinde önemlidir.

Tanı, immünglobulin kalıntıları ve kompleman için doku biyopsisi ve immünofloresans mikroskopi ile incelemesini kapsamaktadır. Tip III hipersensitivitedeki immünofloresan boyama granülerdir (Goodpasture sendromunda görülenTip II’deki lineer olmasına karşın). Serumdaki immün kompleksilerin varlığı ve komplementin seviyesindeki azalmanın da tanısal önemi vardır. Polieitlen glikol aracılı C1q’nin bağlanma tubiditesi (nefelometri) ve Rajj hücre testi immün kompleks tespitinde kullanılır.
Tedavi anti inflamatuar elemanlarını içerir.

 

capil1.jpg (46336 bytes)

capil2.jpg (42044 bytes)  
Şekil 4
İmmün kompleks hipersensitivitesinde zedelenme mekanizması

 

tub-mont.jpg (80922 bytes) Şekil 5
Tüberküloz tanısında Mantoux intradermal tuberculin deri testi
 

TİP IV HİPERSENSİTİVİTE

Tip IV hipersensitivite hücre aracılı veya gecikmiş tip hipersensitivite olarak da bilinir. Bu hipersensitivitenin klasik örneği antijen enjekte edildikten 48 saat sonra pik yapan (PPD veya eski tübekülin) tüberkülin (Montoux) reaksiyonudur. Lezyon, endürasyon ve eritem ile karakterizedir.
 

 

 

Tablo 3 - Gecikmiş tip hipersensitivite reaksiyonları

Tip

Reaksiyon süresi

Klinik görünüm

Histoloji

Antijen ve yeri

Temas

48-72 saat

Egzema

Makrofajları takiben lenfositler; epidermis ödemi

Epidermal ( organik kimyasallar, zehirli sarmaşık, ağır metaller, vb.)

Tüberkülin

48-72 saat

Lokal endurasyon

Lenfosit, monosit, makrofaj

Intradermal (tüberkülin, lepromin, vb.)

Granülom

21-28 gün

Sertleşme

Makrofaj, epiteloid ve dev hücreler, fibrozis

Persistan antijen veya yabancı cisim varlığı (tüberküloz, lepra vb.)

 

Tip IV hipersensitivite, birçok otoimmün ve enfeksiyon hastalıkları (tübekülosiz, lepra, blastomikoz, histoplasmoz, toksoplazma, leishmania vb.) ve yabancı antijenden ve enfeksiyon nedenli granülom patogenezi ile ilişkilidir. Gecikmiş tip hipersensitivitenin diğer formu daha papüler lezyon olan kontakt dermatitdir (zehirli şarmaşık (Şekil 6), kimyasallar, ağır metal v.b.). Tip IV hipersensitivite başlangıcı, klinik ve histolojik görünümüne bağlı olarak 3 gruba ayrılabilir (Tablo 3).
 

p-ivy.jpg (110139 bytes) Şekil 6
Zehirli sarmaşık
CDC

Gecikmiş tip hipersensitivitenin hasar mekanizması T lenfosit ve monosit ve/veya makrofaj içerir. Sitotoksik T hücreleri (Tc) doğrudan hasara neden olurken T helper (TH1) hücreleri sitotoksik T hücrelerinin aktive eden ve toplayan sitokinleri sekrete eder ve en büyük hasara neden olan makrofaj ve maonositi aktive eder. Gecikmiş tip hipersensitive lezyonları temel olarak monositlerİ ve birkaç T hücresi içerir. Gecikmiş tip hipersensitivite reaksiyon ile ilişkili majör sitokinler monosit kemotaktik faktör, interlökin-2, interferon- gama, TNF-alfa/beta’dır.

İn vivo tanı testleri, gecikmiş deri reaksiyonu (örn; montoux testi (Şekil- 5)) ve deri testini (kontakt dermatitis için) kapsar. Gecikmiş tip hipersentivite için in vitro testleri mitojenik cevap, sitotoksik lenfosit ve IL-2 üretimi içerir. Tedavide kortikosteroidler ve diğer immünsüpresif ajanlar kullanılır.
 

 

Tablo 5 - Farklı aşırı duyarlılık reaksiyonlarının kıyaslanması

Özellik

Tip-I
(anafilaktik)

Tip -II
(sitotoksik)

Tip -III
(immün kompleks)

Tip -IV
(gecikmiş tip)

Antikor

IgE

IgG, IgM

IgG, IgM

Hiçbiri

Antijen

Ekzojen

Hücre yüzeyi

Çözünür halde

Doku ve organlar

Cevap süresi

15-30 dk

Dakikalar-saatler

3-8 saat

48-72 saat

Görünüş

Kabarıklık ve kızarıklık

Lizis ve nekroz

Eritem ve ödem, nekroz

Eritem ve endurasyon

Histoloji

Basofil ve eozinofil

Antikor ve kompleman

Kompleman ve nötrofil

Monosit ve lenfosit

Aktarım şekli

Antikor

Antikor

Antikor

T-hücreleri

Örnek

Allerjik asthma, saman nezlesi

Eritroblastosis fetalis, Goodpasture's nefriti

SLE, çiftçi akciğeri hast

 

Tüberkülin testi, zehitli sarmaşık, granüloma

 

 

Öğrenilener:

Hipersensitif reaksiyon tipleri arsındaki farklar

İmmün aracılı hasar mekanizması

Farklı tip hipersensitif reaksiyon örnekleri ve bunların arasındaki örtüşme

Hipersensitif hastalıklar için tanı testleri ve tedavi
 

 

  

 

Mikrobiyoloji ve İmmünoloji On-line, İMMÜNOLOJİ Bölümüne Dönünüz


This page last changed on Saturday, April 02, 2016
Page maintained by
Richard Hunt