xx | x | ||||
INFECTIOUS DISEASE | BAKTERIYOLOJİ | IMMUNOLOGY | MYCOLOGY | PARASITOLOGY | VIROLOGY |
|
|||||
ALBANIAN | |||||
Let us know what you think FEEDBACK |
|||||
SEARCH | |||||
Logo image © Jeffrey Nelson, Rush University, Chicago, Illinois and The MicrobeLibrary |
|||||
|
|||||
ANAHTAR KELİMELER, |
Patogenez, konağın bağışıklık durumu, enfeksiyon etkeninin türü veya suşunun doğası (hastalık oluşturma, virulans faktörleri) ve ilk maruziyette organizma sayısına göre değişen çok faktörlü bir süreçtir. Sınırlı sayıda bakteri türü, sağlıklı bireylerde gelişen enfeksiyon hastalıklarının çoğunluğundan sorumludur. Aşılama, antibiyotikler ve etkili halk sağlığı önlemlerinin başarısı nedeniyle, yakın zamana kadar olan salgınların geçmişte olan bir şey olduğu düşünülmektedir. Antibiyotiklere dirençli organizmaların gelişmesi nedeniyle, bu durum hızla değişmektedir. Tüm insanlar, (deri, bağırsak ve akciğer dahil) kendi dış yüzeylerinde
yaşayan bakterilerle (normal flora) ile enfekte edilir. Biz sürekli olarak (hava,
su, toprak ve gıda dahil) bakterilere maruz kalmaktayız. Normalde, bizim sahip
olduğumuz konak savunma mekanizmaları nedeniyle bu bakterilerin çoğu zararsızdır.
Duyarlı hastalarda, bu konak savunması zayıflar ve florada bulunan bakteriler
kan dolaşımına girdiklerinde, (ameliyat, kateterizasyon veya diğer tedavi
uygulamalarından sonra) genellikle fırsatçı enfeksiyon hastalıklarına neden
olurlar. Bulaşıcı hastalıklar, hastanede başladığı zaman, hastane enfeksiyonu (nozokomiyal)
olarak adlandırılır. Normal florada, bazı yaygın bakteriler; (deride bulunan)
Staphylococcus aureus, S. epidermidis ve Propionibacterium acnes ve
bağırsaklarda Bacteroides ve Enterobacteriaceae (ikincisi çok küçük sayılarda)
bulunur.
Postulatların 3. ve 4. maddeleri, insan hastalığında ajan rolü kesinliğinin kanıtı için son derece önemlidir. Ancak, bu insan hastalığına benzer hayvan modellerinin geliştirilmesi yeteneğine bağlıdır. Bir çok durumda bu tür modeller yoktur. TRANSMİSYON (BULAŞMA) Spesifik bakteri türleri (veya türün içinde suşları), insan vücudunda belirli
bölgelere farklı yollarla bulaştıktan sonra enfeksiyon başlar. Örneğin,
bakteriler havadaki damlacıklar ile solunum yoluna, yiyecek veya suyun
tüketilmesi ile yada cinsel temas ile bulaşabilir. |
||||
E. coli fimbrialarıyla (TEM x17,250) © Dennis Kunkel Mikroskopi, Inc. izni ile kullanılır |
ADEZYON (tutunma, yapışma) Bakteriyel enfeksiyonlar genellikle konağın belirli bir epitel yüzeyine mikrobun yapışmasıyla başlar. Aksi takdirde, bulaşan organizma uzaklaştırılır, örneğin; peristaltizm ve dışkılamayla (bağırsaklardan), hapşırma, öksürük ve siliyer aktiviteyle (solunum yolundan) idrar yapmakla (ürogenital kanaldan). Yapışma non-spesifik "yapışkanlık" değildir. Bakteri hücresinin hücre dışı bileşenleri (adhezinler) ve konak hücrenin (reseptörler) arasında belirli etkileşimler olur. örn.; adhezin-reseptör etkileşimi. S. pyogenes'in yüzey fimbriyası iki önemli bileşeni M proteini ve lipoteikoik asit içerir. Fibronektin proteini epitel hücreleri ile bağlanır ve lipoteikoik asidin yağlı asit kısımları fibronektin ile etkileşime girerler. Farklı yüzey özellikleri ile E. coli suşları farklı hastalıklara neden
olurlar. E. coli'nin pili yapısı araştırmaları en kapsamlı araştırmalar
arasındadır. E.coli'nin fimbriyalarının uçlarında bulunan tanımlanmış
adhezinler epitel hücrelerine bağlanmayı kolaylaştırır. Tip 1 fimbria mannoz
içeren reseptörlere bağlamanır. P fimbriyumlar glikolipit içeren galaktoza (örn.
serebrosidler) bağlanma yeteneğindedirler, epitel hücresi yüzeyinde
glikoproteinler bulunmaktadır. Başlangıçta insan eritrositleri P kan grubu
antijenlerine bağlandığı gösterildiği için "P" fimbriya olarak adlandırılır. |
||||
PENETRASYON VE YAYILIM Bazı bakteriyel patojenler Vibrio kolera gibi epitel yüzeylerde bulunurlar.
Diğer türler bu engellere penetre olabilirler ancak yerel kalmaları mümkündür.
Diğerleri kana veya oradan başka sistemik bölgelere geçmektedirler. Bu
genellikle bağırsak, idrar yolu ve solunum yollarında meydana gelir ve daha az
yaygınlıkta deriden olabilmektedir. Örneğin, Shigella endositik etkili olmak
için bağırsak epitel hücrelerine penetre olur; bununla birlikte Shigella
genellikle kan dolaşımına yayılmaz. Diğer bazı durumlarda, bakteriler (örneğin,
Salmonella typhi) kana epitel hücreleri içine geçmektedir. Bu durumda, invazyon
bazı durumlarda bakterinin sistemik damar içine geçmesi anlamına gelse de,
aslında invazyon bir organizmanın bir hücreye girme kabiliyetini ifade edebilir.
Borrelia bir kene ısırığı ile deri yoluyla kana bulaşır. Bazı bakteriler (örn.
hiyalüronidaz veya kollajenaz) tarafından salgılanan bazı degradatif
ekzotoksinler bağ dokusu aracılığıyla bakterilerin geçişini kolaylaştırmak için
bağ dokusu matriksini gevşetebilir. KONAKTA YAŞAYABİLMEK Birçok bakteriyel patojen, lizozimin veya tek başına komplemanın (alternatif yol) veya kompleman (klasik yol) ve antikor içeren diğer vücut sıvılarının ve plazmanın sitotoksik etkisine direnme yeteneğine sahiptir. Hücre dışı patojenlerin yok edilmesi, büyük ölçüde opsonizasyondan (antio ve/veya kompleman ile) sonra fagositoz sonucu fagositler içinde gerçekleşir. Hücre dışı patojenler için fagositoz tuzağı büyük bir hayatta kalım mekanizmasıdır. Bu mekanizmadan kaçabilmek için kapsül (birçok patojende), protein A (S. aureus) ve M proteini (S. pyogenes) gibi yapılar fonksiyona sahiptir. Protein A, S. aureus tarafından bir yüzey oluşturmak için salgılanan bir ürün olup, immünoglobülinin Fc kısmına bağlanır. Bakteriler, antikorla bağlanma sonucu, C3 parçalarının bağlanması ile sonuçlan bir süreçte klasik yoldan kompleman kaskatını aktive ederler. Fagositoz, C3-bölgesi veya IgG'nin Fc kısmında uygun resöptörlere opsonize bakterilerin bağlanmasından sonra ortaya çıkar. Protein A bir anti-komplemanterdir (IgG'ye bağlanması üzerine kompleman düzeylerini tüketen kompleman kaskatı devreye girdiği için). Bu nedenle, protein A varlığında (bağlı kompleman aracılığıyla) C3 reseptörleri ile bakteri etkileşimi inhibe olacaktır. Serbest protein A IgG'nin Fc kısmına bağlanır ve sonunda Fc reseptörleri aracılığıyla fagositoz yapısal engelleme nedeniyle olmayabilir. Peptidoglikan, lipopolisakaridler gibi, alternatif kompleman kaskatını aktifleştirebilir. S. pyogenes de peptidoglikan yeterince açıktır ve bu komplemanı bağlayabilir. A grubu streptokokların M proteini fimbriyasının anti fagositik bileşenidir. M proteini, altta uzanan peptidoglikan tabakaya kopleman bağlanmasını bloklayacak şekilde plazmadan fibrinojeni bağlar. Dolayısıyla streptokoklar non-immün serum içinde fagosite edilemez Hücre içi patojenler (zorunlu ve fakültatif her ikisi de) fagolizozom içinde öldürülmeden kaçabilmeldir. Bu durum, bu veziküllerden kaçış veya parçalanması ve sonra sitoplazmada serbest yaşayabilme kabiliyeti ile oluşabilir. Alternatif olarak, bunlar fagosomların içinde yaşayabilirler (lizozomların fagozomlarla füzyonu inhibe edilebilir veya eğer lizozomlar ile füzyon oluşursa organizma parçalayıcı enzimlere karşı dirençli olabilir).
|
|||||
DOKU YARALANMASI Bakteriler öncelikle farklı mekanizmalarla doku yaralanmasına neden olabilirler:
|
|||||
|
|
Tıbbi Önemi Olan Bazı Organizmalar |
|
Gram negatif aerobik koklar Neisseria |
Gram pozitif koklar (fakultatif anaeroblar) |
|
Spirochetes Treponema Borrelia Leptospira |
Gram pozitif anaerobik koklar |
|
Spiral, Gram negatif Campylobacter Helicobacter |
Endospor oluşturan Gram pozitif basiller |
|
Gram negatif basiller Pseudomonas Bordetella Francisella |
Gram pozitif asporogenous aerobik basiller |
|
Gram pozitif asporogenous
aerobik basiller b) Others c) Legionellaceae
|
Actinomycetes ve ilişkili
organizmalar |
|
Hassas (Fastidious) Gram
negatif bakteriler |
||
Gram negative anaerobic rods Bacteroides |
||
BAZI ÖNEMLİ EKZOTOKSİNLER |
||||
Organizma | Hastalık | Toksin | Ek bilgi | |
Bacillus anthracis | Anthrax (Şarbon) |
Ödem faktörü (toksini) |
Ödem faktör/koruyucu antijen kompleksi |
|
Letal toksin |
Letal faktör/koruyucu antijen kompleksi |
|||
Clostridium botulinum | Botulizm | Botulizm toksin | Asetilkolin salınımını bloklar | |
Clostridium difficile |
Pseudo membranöz kolit |
Enterotoksin | ||
Clostridium perfringens | Gazlı gangren |
Alfa toksin Hyaluronidaz |
Fosfolipaz, (lesitinaz) | |
Gıda Zehirlenmeleri | Enterotoksin | |||
Clostridium tetani | Tetanoz |
Tetanospazmin |
İnhibitör nöronların görevini bloklar | |
Corynebacterium diphtheriae | Difteri | Difteri toksin | Elongation factor- 2 (EF2), ADP ribozilasyonu ile inhibe eder | |
Escherichia coli | Diyare (ETEC) |
Isıya duyarlı toksin |
Adenil siklazı aktive | |
Isıya dirençli toksin | Adenil siklazı aktive | |||
Hemorajik kolit |
Vero toksin |
|||
Pseudomonas aeruginosa | Baskılanış konak hastalığı | Ekzotoksin A | EF2 inhibisyonu | |
Staphylococcus aureus | Fırsatcı enfeksiyonlar | Alfa-gama toksinler, lökosidin | ||
Toksik şok | Toksik şok toksin | |||
Gıda zehirlenmesi | Enterotoksin | |||
Soyulmuş deri sendromu | Eksfolyatin | |||
Streptococcus pyogenes | Scarlet ateşi Toksik şok |
Eritrojenik/pirogenik toksin | ||
Shigella dysenteriae |
Basilli dizanteri |
Şiga toksin |
28S rRNA parçalanmasıyla protein sentezini inhibe | |
Vibrio cholerae | Kolera | Koleragen | ADP-ribozilasyonuyla adenil siklazı aktive | |
|
|