x |
x |
|
|
INFECTIOUS
DISEASE |
BAKTERIYOLOJİ |
İMMÜNOLOJİ |
MYCOLOGY |
PARASITOLOGY |
VIROLOGY |
|
İMMUNOLOJİ – BÖLÜM SEKİZ
ANTİKOR OLUŞUMU
Gene Mayer, Ph.D
Emertius Professor of Pathology, Microbiology and Immunology
University of South Carolina
Çeviri:
Doç. Dr. Erkan Yula
İzmir, Katip Çelebi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji
Anabilim Dalı
|
ENGLISH |
FRANCAIS |
PORTUGUES |
Let us know what you think
FEEDBACK |
SEARCH |
|
|
Logo image
© Jeffrey Nelson, Rush University, Chicago, Illinois and
The MicrobeLibrary |
|
|
ÖĞRETİM HEDEFLERİ
Özgül immun yanıtın genel özelliklerini tanımlamak
Birincil ve ikincil antikor cevabını kıyaslamak ve karşılaştırmak
Sınıf değiştirmede ve membran immünoglobulin ekspresyonunda yer alan
moleküler olayları tanımlamak
|
ANTİKOR CEVABININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Kendini yabancıdan ayırt etme
(self/non-self ayırımı)
Spesifik bağışıklık sisteminin özelliklerinden biri, kendinden olanı
yabancıdan ayırt etmesi ve sadece yabancı olana karşı cevap göstermesidir.
Bellek
Spesifik bağışıklık sisteminin ikinci bir özelliği bellek özelliğinin
olmasıdır. Bağışıklık sistemi eğer bir antijeni daha önce gördüyse hatırlar
ve antijene ikincil maruziyet ile birincil maruziyetten farklı bir şekilde
cevap gösterir. Genellikle sadece aynı antijene maruz kalma bellek cevabı
uyandırır.
Özgüllük
Spesifik bağışıklık sisteminin üçüncü bir özelliği, reaksiyonlarında yüksek
özgüllük göstermedir. Belli bir antijene verilen yanıt o antijene veya
onunla yakından ilgili antijenlere özgüdür.
Not: Bunlar tüm spesifik immun yanıtların özellikleridir.
|
ANAHTAR KELİMELER
Denge fazı
Birincil cevap
Kararlı durum fazı
Sınıf değiştirme
Katobolic bozunma fazı
Gecikme/endüktif faz
Gerileme fazı
İmmun eliminasyon fazı
Logaritmik faz
İkincil/anamneztik cevap
Şekil 1 |
ANTİKOR OLUŞUMU
İmmunojen akıbeti
Birincil enjeksiyon sonrası temizlenme
Birincil uygulamadan sonraki antijen temizlenme (klirens) kinetiği Şekil
1’de gösterilmiştir.
Denge fazı
İlk evre denge fazı ya da dengeleme fazı olarak adlandırılır. Bu
süre içinde, antijen difüzyon yoluyla vaskular ve ekstravaskular
kompartmanlar arasında dengelenir. Bu normalde hızlı bir işlemdir.
Parçacıklı (partiküler) antijenler difüz olmadıkları için bu fazı
göstermezler.
Katabolik bozunma fazı
Bu fazda, konağın hücreleri ve enzimleri antijeni metabolize ederler.
Antijenin çoğu makrofajlar ve diğer fagositik hücreler tarafından
alınırlar. Bu süre, immunojen ve konağa bağlıdır.
İmmun eliminasyon fazı
Bu fazda, yeni sentezlenmiş antikor antijenle birleşerek antijen/antikor
komplekslerini oluşturur ve bu kompleksler fagosite olur ve
parçalanır. Antikor, serumda sadece immun eliminasyon fazı sona
erdikten sonra görülür.
İkincil enjeksiyon sonrası temizlenme
Eğer serumda dolaşan antikor var ise, antijenin ikinci kez enjeksiyonu
hızlı bir immun eliminasyona neden olur. Eğer dolaşan antikor yok ise,
antijenin ikinci kez enjeksiyonu 3 fazın hepsiyle sonuçlanır fakat immun
eliminasyon fazının başlaması hız kazanır.
|
Şekil
2 |
T’ye bağlı Antijene
karşı antikor cevabı kinetiği
Birincil (1o) Antikor cevabı
Birincil antikor cevabının bir antijene karşı kinetiği Şekil 2’de
gösterilmiştir.
Endüktif, latent veya gecikme fazı
Bu fazda, antijen yabancı olarak tanınır ve antijene cevap olarak
hücreler çoğalmaya ve diferansiye olmaya başlarlar. Bu fazın süresi
antijene göre değişiklik gösterir fakat genellikle 5-7 gün arasıdır.
Logaritmik veya eksponensiyel faz
Bu fazda, antijen tarafından stimüle edilen B hücreleri antikor
salgılayan plazma hücrelerine diferansiye olurken antikor
konsantrasyonu eksponensiyel (üssel) olarak artar.
Plato veya kararlı durum fazı
Bu fazda, antikor sentezi antikor bozunumuyla dengelenir, böylece
antikor konsantrasyonunda net bir artış olmaz.
Gerileme veya bozunma fazı
Bu fazda, antikor bozunma hızı antikor sentez hızını geçer ve
antikor seviyesi düşer. Sonunda antikor seviyesi taban çizgisi
seviyesine ulaşabilir.
|
Şekil
3 |
İkincil (2o), bellek veya anamneztik
cevap (Şekil 3)
Lag fazı
İkincil bir cevapta, lag (gecikme) fazı genellikle birinci
cevapta gözlenenden daha kısadır.
Logaritmik (log) faz
İkincil cevaptaki logaritmik fazda daha hızlı ve yüksek
antikor seviyesine ulaşılır.
Kararlı durum fazı
Gerileme fazı
Gerileme fazı hızlı değildir ve antikor ay, yıl veya bir
ömür boyu bile varlığını sürdürebilir.
Birincil ve ikincil cevabın
özgüllüğü
Antijene cevap olarak ortaya çıkmış antikor o antijene özgüdür.
Buna rağmen, bu antikor cevabı oluşturan antijene yapısal benzerlik
gösteren diğer antijenlerle de çapraz reaksiyona girebilir. Genelde
ikincil cevaplar sadece birincil cevapta kullanılan aynı
antijenlerle ortaya çıkarlar. Bununla birlikte bazı durumlarda,
yakından alakalı antijen de ikincil cevaba yol açabilir fakat bu çok
nadir bir istisnadır.
|
Şekil
4
|
Birincil ve ikincil
cevap boyunca antikordaki kalitatif değişiklikler
İmmunoglobülin sınıf varyasyonu
Birincil cevapta üretilen başlıca antikor sınıfı IgM olduğu halde
ikincil cevapta IgG (ya da IgA ya da IgE)’dir (Şekil4). İkincil cevapta
varlığını sürdüren antikorlar IgG antikorlarıdır.
|
Şekil 5 |
Afinite
Üretilen IgG antikorun afinitesi cevap boyunca özellikle düşük doz
antijenden sonra giderek artar (Şekil 5). Bu, afinite maturasyon
olarak adlandırılır. Afinite maturasyon en çok antijenle ikincil
uyarımdan sonra belirginleşir.
|
Şekil 6 |
Afinite maturasyonun bir açıklaması ile klonal
seleksiyondur (Şekil 6). Afinite maturasyonun ikinci bir açıklaması,
immun yanıtta görülen sınıf değişkliğinden sonra antikorların yüksek
afinite göstermesi için ince ayarlar yapan somatik mutasyonların meydana
gelmesidir.. Bu mekanizmanın deneysel bir kanıtı olmasına rağmen
antijene maruz kaldıktan sonra somatik mutasyon mekanizmasının nasıl
aktifleştirildiği bilinmiyor.
Avidite
Afinite artışının sonucu olarak, immün cevap boyunca antikorların
aviditesi artar.
Çapraz reaksiyon
Cevap sonrasındaki yüksek afinitenin bir sonucu olarak, saptanabilir
çapraz reaksiyonda artış vardır. Artan afinitenin neden saptanabilir
çapraz reaksiyona artışa neden olduğunun açıklaması aşağıdaki örnekte
gösterilmiştir.
|
|
Antikorun Antijen Afinitesi |
|
Erken |
Geç |
İmmünize Antijen |
10-6
|
10-9
|
|
+ |
++ |
Çapraz reaksiyona giren Antijen |
10-3
|
10-6
|
|
- |
+ |
|
Eğer bir reaksiyonu saptamak için minimum 10-6 afinite gerekliyse,
erken bir immun yanıt olarak 10-3 afinite ile gerçekleşen çapraz
reaksiyon gösteren antijenin reaksiyonu saptanamaz. Fakat geç yanıt
olarak afinite 1000 kat arttığı zaman, immünize ve çapraz reaksiyona
giren her iki antijenin reaksiyonu saptanabilir.
|
Şekil
7 |
T’ye bağımlı antijene karşı verilen
birincil ve ikincil cevaplar süresince hücresel olaylar
Birincil cevap (Şekil 7)
Gecikme (Lag) fazı
T ve B hücreleri klonları uygun antijen reseptörleriyle antijene
bağlanırlar, aktive olurlar ve çoğalmaya başlarlar. B hücresi
genişletilmiş klonları, antikor salgılamaya başlayan plazma
hücrelerine diferansiye olurlar.
Logaritmik (Log) faz
Plazma hücreleri ilk olarak IgM antikoru salgılarlar. Çünkü Cμ ağır
zincir geni yeniden düzenlenmiş VDJ genine en yakın olandır. Sonunda
bazı B hücreleri IgM’den IgG, IgA ve ya IgE yapımına geçerler. Daha
fazla B hücreleri çoğalıp antikor salgılayan hücrelere diferansiye
olduğu için antikor konsantrasyonu katlanarak artar.
Durgun faz
Antijenler tükendiğinde, T ve B hücreleri artık aktive olmazlar.
Buna ek olarak, immun yanıtı düzenleyen mekanizmalar devreye girer.
Dahası plazma hücreleri ölmeye başlar. Antikor sentez hızı antikor
bozunma hızına eşit olduğunda durgun faza ulaşılır.
Gerileme fazı
T ve B hücreleri aktive edecek antijen artık bulunmadığından yeni
antikor üretilmediği ve kalan antikor yavaşça parçalandığı zaman
gerileme fazına ulaşılır.
|
Şekil 8
Şekil
9 |
İkincil cevap (Şekil 8)
Antijen tarafından uyarılan T ve B hücrerin hepsi antijenle birincil
uyarım sırasında ölmez. Bazıları uzun ömürlü hücrelerdir ve bellek hücre
havuzunu oluştururlar. Her iki bellek T hücreleri ve bellek B hücreleri
de üretilir ve bellek T hücreleri bellek B hücrelerinden daha uzun
yaşarlar.. Antijenle ikincil uyarım üzerine, sadece bakir T ve B
hücreleri aktive olmaz aynı zamanda bellek hücreleri de aktive olurlar
ve bu yüzden ikincil cevaptaki gecikme (lag) fazı daha kısadır.
Genişletilmiş klon hücreleri uyarıldığı için, antikor üretim hızı
logaritmik faz boyunca da artar ve yüksek seviyeler elde edilir. Ayrıca,
hepsi değilse de bellek B hücrelerinin birçoğu IgG yapımına geçeceği
için, IgG ikincil cevapta erken üretilir. Bundan başka, B hücrelerinin
IgG (IgA ya da IgE)’ye geçişine yardım edebilen genişletilmiş T bellek
hücresi klonları olduğu için, ikincil uyarımdan sonra üretilen en baskın
Ig sınıfı IgG (IgA ya da IgE)’dir.
T-bağımsız antijene karşı antikor
cevabı T’den bağımsız antijene karşı cevaplar nerdeyse sadece
IgM antikorunun üretilmesiyle ve ikincil cevap olamamasıyla karakterize
edilir. Antijene ikincil maruz kalma Şekil 9’da gösterildiği gibi antijene
karşı başka bir birincil cevapla sonuçlanır.
|
Şekil
10 |
Sınıf değiştirme
T’ye bağlı antijene karşı antikor cevabı sırasında üretilen
Ig sınıfında IgM’den diğer bazı sınıflara (IgD hariç) değişim meydana gelir.
İmmunoglobulin genlerinin yapısı anlamamız, sınıf değiştirmenin nasıl
meydana geldiğini açıklamaya yardımcı olur (Şekil 10).
Sınıf değiştirme sırasında introndaki bir geçiş yeriyle (Sμ)
yeniden düzenlenmiş VDJ bölgelerinde ve Cμ geni ile diğer ağır zincirin
sabit bölgesi genlerinden önceki diğer geçiş yeri arasında, başka DNA
yeniden düzenlemeleri meydana gelir. Bu rekombinasyon olayının sonucu VDJ
bölgelerini diğer sabit bölge genlerinden birinin yakınına getirmektir,
böylece yeni bir ağır zincir sınıfının ekspresyonuna olanak sağlanmaktadır.
Aynı VDJ geni farklı C geninin yakınına getirildiği ve antikorun özgüllüğü V
bölgesi içindeki aşırı değişken bölgeler tarafından belirlendiği için, geçiş
gerçekleştikten sonra üretilen antikorlar önce olduğu gibi aynı özgüllüğe
sahip olacaktır.
T hücreleri tarafından salgılanan sitokinler belli
izotoplara değişime neden olabilirler.
|
Şekil 11 |
Membrana bağlı ve
salgılanmış immünoglobülin
B hücresi üzerindeki membran immünoglobulin özgüllüğü ve bir
B hücresinin plazma hücresi soyu tarafından sagılanan Ig özgüllüğü aynıdır.
Bir B hücresinden salgılanan Ig ve membrana bağlı Ig’nin özgüllüğünün nasıl
aynı olduğu immünoglobulin genlerinden anlaşılabilir (Şekil 11).
İmmünoglobulin geninde iki tane potansiyel poliA bölgesi
bulunur. Bunların bir tanesi son ağır zincir domaini için olan eksondan
sonra ve diğeri transmembran domainlerini kodlayan eksonlardan sonradır.
Eğer ilk poliA bölgesi kullanılırsa, pre-mRNA salgılanan protein üretmek
için işlenir. Eğer ikinci poliA bölgesi kullanılırsa, pre-mRNA
immünoglobulin membran biçimini üretmek için işlenir. Fakat tüm durumlarda
aynı VDJ bölgesi kullanılır ve bu yüzden antikorun özgüllüğü aynı kalır. Tüm
C bölgeleri genleri onlarla ilişkili ek membran parçalarına sahiptir ve
bundan dolayı sınıf değiştirmeden sonra immünoglobulinlerin diğer sınıfları
salgılanabilir ya da B hücreleri yüzeyinde ekspres edilebilirler.
|
|
Mikrobiyoloji ve İmmünoloji On-line, İMMÜNOLOJİ Bölümüne Dönünüz
This page last changed on
Sunday, March 27, 2016 Page maintained by
Richard Hunt
|